19 Temmuz 2008 Cumartesi

Kene 45 günde 494 kişiyi ısırdı


Amasya'nın Gümüşhacıköy ilçesinde son 45 günde 494 kişiyi kene ısırdığı belirtildi.

Gümüşhacıköy Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mümin Sarıkulak AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanenin acil servisine son 45 gün içinde 494 kişinin kene ısırması sonucu müracaat ettiğini söyledi.

Sarıkulak, 23 kişiye Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı teşhisi konulduğunu ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildiğini belirterek şu bilgileri verdi:

''Kenelerin aktif olarak ısırma dönemi 20 Haziran'da sona erdi. Bu tarihten sonra kene ısırma vakalarında azalma var. Ancak son 1,5 ay içinde çok sayıda insan kene ısırması nedeniyle hastanemize müracaat etti. Kene ısırmaları daha çok yüksek rakımlı kırsal alanlarda yaşayan insanlarda görüldü. OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk ettiğimiz 23 vakadan da sadece 1 tanesi hayatını kaybetti.''

Sarıkulak, kene ısırdığı halde hastaneye gelmeyen ve kan örneği vermediği belirlenen kişilerin güvenlik güçlerinin yardımıyla hastaneye getirilerek kan örneklerinin alındığını söyledi.

Kenenin ısırdığı 12 yaşındaki çocuk öldü

Gümüşhane'de kene ısırması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yakalanan 12 yaşındaki Yaşar Eren isimli çocuk, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Gümüşhane'nin Kelkit ilçesinde yaklaşık 15 gün önce kene ısırması sonucu rahatsızlanan 12 yaşındaki Yaşar Eren, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı tanısıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesine sevk edildi. Yaşar Eren, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Yaşar Eren hayatını kaybetmesiyle, Gümüşhane'de bu yıl kene ısırması nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 3'e yükseldi.

Kene alerjisine karşı önlemler

Teşhisi yapılmış kene alerjisinde, alınması gereken en önemli önlem, kene ile olan teması azaltmakdır. Bir evde, keneden tamamen kurtulmak genelde mümkün değildir. Kenenin üremesini azaltacak en etkili yollardan bazıları, havalandırmayı arttırmak, duvardan-duvara halılardan, doldurulmuş yatak ve mobilyalardan kaçınarak, ve HEPA veya mikro filtreli merkezi elektrikli süpürgelerini kullanarak toz miktarını azaltmaktır.

Yüksek sıcak ve aşırı soğuk keneyi öldürür. Havanın soğuk olduğu günlerde (-15 til -20 ºC) döşek bir gün boyunca dışarıda havalandırılabilir ve tekrar içeri alınmadan önce iyice dövülebilir. Yatak çarşaflarının 60 derecede yıkanması da keneyi öldürür.

Kene örtüsü, yatakdaki alerjenlere karşı korunmak için kullanılan kolay bir çözümdür. Kene örtüsü, keneyi dışarda tutarak, sadece vücut neminin geçmesine izin verir. Döşek, yastık ve yorganlar, önce alerjen geçirmeyen örtü ile kaplanır, daha sonra üstlerine normal yatak örtüsü geçirilir.

Kene alerjisi tedavisi

Kenenin uygun üreme şartlarını azaltmak için önlemlerin alınması önemlidir. Ek olarak, önlem ve ağrıların ve hastalığın tedavisi için genelde ilaç gerekir. İlaçların seçimi ve kullanımı hastaya/kişiye özel olarak doktorunuz tarafından belirlenmesi gerekir. Ev tozu kenesinin sebep olduğu alerjilerde, ilaçlar genelde iyi sonuç verir. Kişi, ev tozu kenesine karşı önlem almadığı takdirde, alerjinin kötüleşmesine ,ayrıca ilaçların zamanla daha az etki göstermesine sebep olabilir.

Kene alerjisinde yararlı tavsiyeler

Keneden kurtulmak için kimyasal maddeler kullanmaktan kaçının.
Yatak örtülerini her hafta değiştirin.
İyice havalandırın. Yatak odasındaki sıcaklık 18 derecenin altında olmalıdır.
Toz toplayan doldurulmuş tüylü oyuncaklardan (genellikle küçük yaştaki çocukların uyurken yanlarına aldıkları yumuşak tüylü oyuncaklar, örneğin ayıcıklar), açık raflardan, boydan boya halılardan ve benzerlerinden kaçının.
Nemin döşekten ve yatak örtülerinden kuruyarak çıkması için yatağınızı birkaç saatlığına derlemeyin.
Kış mevsiminde, havadaki nem oranı, üç ay boyunca % 40 RF in altında tutulabilirse, keneler normalde ölmüş olacaktır.
Tozları havaya dağıtan ocak vantilatörlerini veya benzerlerini kullanmayın.

18 Temmuz 2008 Cuma

Hyalomma m.marginatum’un yaşam döngüsü.






Kenelerle Mücadele
Günümüze kadar kullanılan hiç bir mücadele yöntemi (bir kaç sınırlı alan hariç), tam bir kene eradikasyonu sağlayamamıştır. Hali hazırda kene eradikasyonunun neredeyse olanaksız olduğu kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalar 2 temele dayanmaktadır:
I. Kenelerle nakledilen hastalıkların ortadan kaldırılması veya azaltılması (aşı çalışmaları vs)
II. İnsan ve hayvanlardan kan emen kenelerin sayısını düşük maliyetlerle kabul edilebilir sınırlara indirilmesi
a. Akarisid kullanımı
Kenelerle mücadele genellikle konak hayvanların ve çevrenin düzenli aralıklarla akarisid ilaçlarla ilaçlanması esasına dayanmaktadır. Bu konu üzerinde çok uzun yıllar boyunca durulmuş olmasına rağmen, bir türlü istenen düzeyde başarı sağlanamamıştır. Her ne kadar akarisid kullanımı gerekli olsa da, bu oldukça zahmetli ve masraflıdır. Kaldı ki, büyük çapta programlı uygulamaların yapılması oldukça zordur. Akarisid ile kene konrolünün başlıca 7 zorluğu vardır
1. Kenelerin yoğun biçimde tarım ve orman alanları içinde yayılmış olması, çevreye zarar verecek düzeyde akarisid kullanımını gerektirmektedir.
2. Akarisilerin kenelerin konakları üzerinde tutundukları bölgelere ulaşabilmesi ancak konağın tüm vücudun yıkanmasını gerektirmektedir
3. Konak üzerinde bulunmadıkları süre içinde keneler akarisid ilaçların ulaşamayacağı yerlerde saklanmaktadır.
4. Kenelerin yüksek orandaki üreme yeteneği (3000-7000 yumurta) ilaçlamaların düzenli bir sıklıkta yapılmasını gerektirmktedir.
5. Kenelerin uygun olmayan çevre koşullarında çok uzun süreler boyunca canlı kalabilmeleri.
6. Kenelerin konak seçiminde çok alternatifinin olması
7. Akarisid direncinin oluşması
b- Kenelerin yaşam alanlarının değişrtirilmesi
1- Herbisidal ilaç kullanımı
2- Arazi yakma
3- Arazinin sürülmesi
4- Kuru yaprak tabakasının hatta orman taban örtüsünün kaldırılması
Ancak, bu gibi önlemlerin uygulanması sonucunda kene populasyonunda sağlanan azalma, kenelerin yok edilmesinden çok, konak hayvanların bu gibi elverişsiz hale gelmiş ortamlardan uzaklanmasına bağlanmaktadır
c- Konak hayvanların ortadan kaldırılması
Bu yöntem özellikle dar bölgelerde kısıtlı konak kullanan keneler için kullanılsa da (Amblyomma americanum’un eradikasyonu için belli bölgelerde geyik populasyonunu ortadan kaldırmak), bu yöntem çok miktarda konak alternatifi olan keneler için uygun değildir.
d- Biyolojik kontrol
Kenelerin doğal düşmanlarının ortama salınması üzerinde çalışmalar olsa da, çok pratik değeri yoktur
e-Kendi kendini ilaçlama
Bu yöntem özellikle yaban hayvanları üzerindeki keneleri de etkilediğinden oldukça umut vericidir. Hayvanların ilgisini çekecek çeşitli obejelerin (yemlik, içinde yem bulunan plastik boru, ilaçlı pamuk) üzerine uzun etkili akarisid salınımını sağlayan düzenekler kurularak hayvanların kendi kendilerini ilaçlaması sağlanmaktadır.



Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ve Keneler

KKKA ile kenelerin ilişkisi ilk defa 1944-45 yıllarında Kırım’da hasat toplayan çiftçilere yardım eden askerlerde hastalığın oluşması ve etkenin kenelerden izole edilmesi sonucunda önem kazanmıştır. Ixodidae ve Argasidae ailesine bağlı 31 kene türünün virusun vektörü olabileceği bildirilmesine rağmen, bunların tümünün vektör potansiyeli gösterilememiştir. Kenenin tam anlamı ile vektör kabul edilebilmesi için, etken izolasyonu dışında, kenenin virusu duyarlı hayvanlara aktarabilme ve viremik hayvanlardan alabilme yeteneğinin de olması gerekmektedir. Bu kriterler yukarıda bildirilen 29 türden sadece bazılarında gözlenebilmiştir. Bunun yanında bazı türler virusu hem transovarial hem de transtadial olarak taşırken bazıları sadece transtadial olarak taşıyabilmektedir.
Günümüzde hastalığın başlıca vektörlerinin Hyalomma marginatum marginatum, H.m.rufipes ve H.anatolicum anatolicum olduğu kabul edilmektedir. Ancak, Hyalomma türlerinin olmadığı bazı ülkelerde etkenin Ixodes ricinus, Dermacentor spp., Rhipicephalus spp. ve Boophilus annulatus gibi kenelerden izole edilmiş olması, diğer kenelerin de vektörlük potansiyelinin düşünülmesi gerektiğini göstermektedir.
H.a.anatolicum ve H.m.marginatum genellikle iki konutlu gelişim gösterirler. H.a.anatolicum’un, gerek larva ve nimfleri, gerekse erişkinleri genellikle evcil ruminantları (özellikle sığırları) tercih etmesine karşı, H.m.marginatumun’un genç gelişme dönemleri (larva ve nimf) çoğunlukla küçük hayvanları (tavşan, kirpi, kanatlılar, fare, yabani memeliler) ve az olarak da büyük memeliler ve insanı tercih etmekte, erişkinleri ise ağırlıklı olarak evcil memeliler (sığır, at, koun, keçi, köpek) ve az olarak da küçük memeliler (tavşan, kirpi) ile insanı tercih etmektedir (Şekil 4). Göç eden kuşlar bu kenenin bölgeler arasında yayılışından büyük ölçüde sorumludur.
H.marginatum, Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Anadolu, Kafkaslar ve Eski Sovyet Cumhuriyet’lerini içine alan geniş bir yayılış alanına sahiptir. Bu keneler Şubat ile Aralık ayları arasında hayvanlar üzerinde görülebilse de, erişkinler Mart-Ağustos, larva ve nimfler ise Haziran-Kasım dönemlerinde aktif olarak kan emerler. Kışı, genellikle doymuş nimf veya aç erişkin şeklinde, ahırlardaki duvar çatlaklarında veya meralardaki (yarı-ormanlık alanlarda) kemirici yuvaları, toprak içinde veya ağaç kovuklarında geçirirler.
Doç.

17 Temmuz 2008 Perşembe

Ağız organelleri uzun olan keneler

Soy: İxodes
Sadece bu soyda anal oluk anüsü önden çevirir. Ayak çiftleri öne yakındır. Göz yoktur. Türkiye’de tek türü bulunur.
Tür: İxodes ricinus
Soy:Hyalomma
Palplerin ikinci ekleminin boyu eninin 2 katıdır.Bacakları uzun yapılıdır (Şekil 3). Göz vardır. Bu soya bağlı 5 tür Türkiye’de bulunmaktadır.

Tür: Hyalomma anatolicum anatolicum
Tür: Hyalomma anatolicum excavatum
Tür: Hyalomma detritum
Tür: Hyalomma marginatum marginatum
Tür: Hyalomma marginatum rufipes
Tür: Hyalomma marginatum turanicum
Tür: Hyalomma aegyptium Şekil 3. Hyalomma sp. (erkek)

Soy: Amblyomma
Bu soya bağlı türler Afrika keneleridir. Ağız organelleri çok uzundur. Scutum üzerinde renkli alanlar mevcuttur.Göz vardır. Bir tür Türkiye’de Suriye sınırında bir vakada bildirilmişse de, ülkemizde olmadığı kabul edilmekltedir.


Ağız organelleri kısa olanlar

Soy: Haemophysalis
Palplerin ikinci eklemi bazis caputuliyi yanlardan aşar. Göz yoktur. Daha çok Sonbahar ve Kış aylarında görülür. Bu soya bağlı 4 tür Türkiye’de bulumaktadır
Tür: Haemophysalis parva
Tür: Haemophysalis sulcata
Tür: Haemophysalis punctata
Tür: Haemophysalis inermis

Soy: Dermacentor
Bazis caputuli ağız organellerini yanlardan aşmıştır. Göz vardır. Scutum üzeri gri, açık kahverengi ve beyaz renklerde nakışlıdır. Daha çok Sonbahar aylarında aktiftirler ve konak hayvanların koyruk uçların bulunurlar. Türkiye’de 2 türü yaygındır.
Tür: Dermacentor marginatus
Tür: Dermacentor niveus

Soy: Boophilus
Ağız organelleri çok kısa olup, coxa 1’de yarık yoktur. Göz vardır. Türkiye’de bir türü bulunur.
Tür: Boophilus annulatus calcaratus
Soy: Rhipicephalus
Coxa 1’de derin bir yarık olmasıyla Boophilus türlerinden ayrılır.Göz vardır. Bu soya bağlı 3 tür Türkiye’de yaygındır.
Tür: Rhipicephalus sanguineus
Tür: Rhipicephalus bursa
Tür: Rhipicephalus turanicus


Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

Kene Biyolojisi

Keneler kan emerek beslenir, ancak bu diğer kan emen artropodlardan farklıdır. Keneler konakların tutunup ağız organellerini deri içine sokarlar ve burada sabitlenip doyana kadar aynı yerden kan emerler. Argasidaeler çok kısa sürelerde çok miktarda kan emip doydukları halde, Ixodidae ailesindeki kenelerin doyması için birkaç gün ile birkaç hafta arasında süre gerekmekte, hata bu süre içinde bazı Ixodidae türleri gömlek değiştirip diğer gelişme dönemlerine geçmektedirler.
İxodidae türleri, genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimleri arasında aktiftirler. Bunlar evcil hayvanların kulak kepçesi içinde ve dışında, boyun altında, karın, anal ve perianal bölgeler ile sırt ve kuyruk üzerinde bulunurlar. Dişi keneler, erkeklerden daha fazla kan emerler. Hayatları boyunca geçirdikleri her dönemde (larva-nimf-olgun ) mutlaka kan emmek zorundadırlar. Erkek ve dişiler kan emme esnasında çiftleşirler. Ovipardırlar. Dişi keneler yumurtalarını taş, toprak ve merada yaprakların altına, toplu ve birbirine yapışık şekilde bırakırlar.Yumurtlama süresi ve miktarı, dişi kenenin az veya çok kan emmesine ve diğer dış faktörlere bağlı olarak değişir. Ayrıca türlere göre de yumurta sayısı değişiklik gösterir. Ortalama 3.000-15.000 arasında yumurta yumurtlarlar. Dişiler yumurtladıktan sonra ölürler. (Argasidae türleri ölmez). Yumurtadan çıkan larvalar 3 çift bacaklıdır. Birinci çift ayak tarsuslarında bulunan Haller organı konak bulmaya yarar. Türlere göre farklı sürelerde konaklardan kan emerler ve kan emdikten sonra yine değişen sürede gömlek değiştirirerek. 4 çift ayaklı nimf olurlar. Nimflerde larvalar gibi henüz genital organlar gelişmemiştir. Aç olan nimfler kan emer doyar ve gömlek değiştirdikten sonra aç olgun hale gelir. Erkek ve dişi olgun keneler kan emerken çiftleşir ve doyduktan sonra dişi toprağa düşer ve yumurtlar. Bu siklus böyle devam eder.
Biyolojik gelişmeye göre konak değiştirmeleri esas alınarak İxodidae ailesine bağlı türler 3 grupta toplanır.
a-Bir konaklı kene:
Merada yumurtadan çıkan larvalar konak hayvana hücum eder, ondan kan emip doyduktan sonra konak üzerinde gömlek değiştirip nimf olur. Aç nimf kan emip doydukyan sonra konak üzerinde gömlek değiştirir. Ortaya çıkan aç olgun kenenin erkek ve dişisi kan emdikten sonra çiftleşir, dişiler konak hayvanı terkedip toprağa düşer yumurtlar ve ölür. Yani larva-nimf ve olgun safhalar bir hayvanda geçer. Örneğin, Boophilus annulatus.

kaynak:Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

b-İki konaklı kene:
İki konaklı kenelerde, larva ve nimf dönemini bir konakda geçirir, nimfler kan emip doyduktan sonra konak hayvanı terkederler. Meskende veya merada gömlek değiştirip aç olgun hale gelirler. Aç olgun keneler ikinci bir hayvana hücum ederek ondan kan emer, çiftleşir ve doyar. Daha sonra dişi kene toprağa düşer, yumurtlar ve ölür. Yani larva-nimf bir hayvanda, olgunu ise başka bir hayvanda geçer. Örneğin, Hyalomma türleri ve Rhipicephalus bursa.

c-Üç konaklı kene:


Üç konaklı kenede larva bir hayvandan kan emip doyar ve toprağa düşer.Toprakta gömlek değiştirip aç nimf olur.Aç nimf’ler ikinci bir hayvana hücum ederler. Ondan kan emip doyduktan sonra toprağa düşerler ve gömlek değiştirip aç olgun kene haline gelirler. Aç olgun keneler üçüncü bir hayvana hücum eder, kan emer ve çiftleşirler. Doyduktan sonra dişiler konak hayvanı terkedip toprakta yumurtlar ve ölürler. Yani bu kene türleri, larva, nimf ve olgun dönemlerinde ayrı ayrı veya aynı hayvana 3 kez gelmek suretiyle kan emer, gömlek değiştirme dönemlerini ise toprakta geçirirler. Dişiler yine yumurtalarını tprağa bırakırlar. Örneğin, İxodes ricinus, Dermacentor marginatus ve Haemophysalis punctata.
İxodidae ailesine bağlı soylar, kenelerin ağız organellerinin uzun yada kısa olmasına göre birbirinden ayırtedilebilir. Ayrıca anal oluğun anüsü önden ve arkadan çevirmesi de soy ayrımında kullanılır. Buna göre İxodidae ailelerinde 7 soy vardır (Şekil 2).
Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

Kenenin Genel Morfolojik ve Biyolojik Özellikler



Keneler morfolojik olarak diğer artropodlardan farklı olup, vücütları tek bir parçadan oluşmuştur. Vücudun ön tarafında ağız organelleri yer almaktadır.

1.Aile: İxodidae (şekil 1)
İxodidae ailesindeki türlere sert kene, mera kenesi veya yaz kenesi denir. Bu ailede bulunan türlerde caput, thorax ve abdomen tamamen birbirleriyle birleşmiştir. Olgunlarında ve nimflerinde 4 çift ayak , larvalarında ise 3 çift ayak vardır. Nimflerinde genital organlar henüz oluşmamıştır. Dorsalden bakılınca ağız organelleri görülebilir. Ağız organellerinin oturduğu kısıma basis caputili denir. Ağız organellerinin arkasında dişilerde vücudun önünde ve üst kısmında okul önlüğü yakası şeklinde kitini bir organ teşekkül ederki buna scutun denir. Erkeklerde bu oluşum dorsalde tüm vücudu kaplar, buna conscutum denir. Bu bakımdan erkekler kan emdiği zaman vücutlarında değişiklik olmaz. Buna karşılık dişiler kan emip doyunca normal büyüklüğünün 10 katı kadar genişleyebilir. Ağız organelleri 1 çift chelicer, chelicer kılıfı ve hipostom denilen delmeye ve kan emmeye yarayan organelden oluşur. Bu organellere rostellum denir. Rostellumun iki yanında bir çift palp bulunur. Ayrıca kenelerin dorsal kısmında, tür tayininde önemi olan, çukurluklar, feston, cervical oluklar ve noktalamalar bulunur.
Ventralde ise anüs ile ikinci çift coxalar hizasında genital delik bulunur. Bu yüzde dişilerde anal oluk, erkeklerde ise kitini plaklar yer alır. Yine ventralde 4’üncü coxanın arkasında bir çift stigma bulunur. Ayaklarının sonunda bir çift tırnak ve tırnakların ventral yüzeyinde ise tutunmaya yarayan zar şeklinde pulvillum adı verilen organel vardır. (Argasidae’lerde bu organel yoktur). Önde birinci çift ayakta tarsuslar üzerinde Haller organeli denen bir çukurluk yer almıştır. Bu yapı duyu organelidir.
Dişi kenelerde ovaryum ile barsak irtibat halindedir. Bu yüzden bazı keneler kan emerken parazitleri sindirim sisteminden ovaryumlarına geçirirler. Bu parazitler ovaryumdan yumurtaya geçerek, yumurtadan çıkan larvaları enfekte ederler. Bu larvalar kan emerken parazitleri de hayvanlara taşırlar (transovaryal nakil).

Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

kene çeşitleri ve türleri

Keneler
Keneler zorunlu kan emici artropodlar olup, Dünya’nın her bölgesinde gözlenmektedirler. Ülkemizde halk arasında kene, sakırga, yavsı, kerni gibi isimlerle bilinmektedirler.
Kenelerin sistematikteki yeri ve önemli türlerin isimleri aşağıda verilmiştir.
Anaç: ARTHROPODA
Anaç bölümü : CHELICERATA
Sınıf altı: Acarina (Acari)
Dizi: Metastigmata
Aile: İxodidae
Soy: İxodes
Tür: İxodes ricinus
Soy:Hyalomma
Tür: Hyalomma anatolicum anatolicum
Tür: Hyalomma anatolicum excavatum
Tür: Hyalomma detritum
Tür: Hyalomma marginatum marginatum
Tür: Hyalomma marginatum rufipes
Tür: Hyalomma marginatum turanicum
Tür: Hyalomma aegyptium
Soy: Amblyomma (Türkiye’de yok)
Tür: Amblyomma variegatum
Soy: Haemaphysalis
Tür: Haemaphysalis parva
Tür: Haemaphysalis sulcata
Tür: Haemaphysalis punctata
Tür: Haemaphysalis inermis
Soy: Dermacentor
Tür: Dermacentor marginatus
Tür: Dermacentor niveus
Soy: Boophilus
Tür: Boophilus annulatus calcaratus
Soy: Rhipicephalus
Tür: Rhipicephalus sanguineus
Tür: Rhipicephalus bursa
Tür: Rhipicephalus turanicus
Tür: Rhipicephalus appendiculatus (Türkiye’de yok)
Aile:Argasidae
Soy: Ornithodorus
Tür: Ornithodorus lahorensis
Soy: Argas
Tür: Argas reflexus
Tür: Argas persicus
Soy: Otobius
Tür: Otobius megnini

Günümüzde Argasidae ve Ixodidae ailelerine bağlı 850 türü bilinmektedir. Amblyomma soyu dışındaki soylara bağlı birçok kene türü, Türkiye’de yaygın olarak bulunmaktadır.
Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

Akdağ: Kene ölümlerinin nedeni geç müdahale

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı nedeniyle meydana gelen ölümlerin, geç müdahaleden kaynaklandığını söyledi. Akdağ, hayvan nakilleri nedeniyle hastalığın başka bölgelere de bulaşabileceği uyarısında bulundu.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye ve Yemen arasında sağlık alanında yapılacak iş birliği konularını görüşmek üzere gelen Yemen Sağlık ve Nüfus Bakanı Abdulkarim Yehia Rasae ve beraberindeki heyeti bakanlıkta kabul etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Akdağ, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’yle (KKKA) hastalığına neden olan kene türlerinin ahır hayvanlarına da yapıştığına ve çiftlik hayvanları üzerinde, onları hastalandırmadan çoğaldığına dikkati çekti.

Bakan Akdağ, şunları kaydetti: “Kene konusunda özellikle çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşanların dikkat etmesi gerekiyor. Vücudun çıplak kısımlarının örtülmesi önemli. Ayrıca bir kene yapışması olduğunda mutlaka doktora gidilmeli. Ölümlü kene vakaların büyük çoğunluğunda vatandaşların, sağlık kuruluşlarına çok geç intikal ettiğini görüyoruz. Vatandaşın 15-20 saat sonra intikal ettiğini görüyoruz. Hastalığı bulaştıran keneler, yüksek kesimleri, bodur ağaçların bulunduğu vadi yamaçlarını tercih ediyor. Özellikle hayvan nakliyle başka bölgelere de bulaşması mümkün. Sonuçta hastalanan kişilerin erken tespit edilmesi gerekiyor. Dünyada, kene ısırması sonucu ölenlerin oranının yüzde 20-30’lara çıktığı ülkeler olduğunu biliyoruz. Biz de gerekli önlemler sayesinde bu oran yüzde 6’larda kaldı.”

Aşı ve serum çalışmalarının Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı’nın öncülüğünde bilim adamlarının yürüttülerini bildiren Akdağ, “Bu konuda sonuç alınması kısa sürede mümkün değil. Bir aşı serum geliştirilebilir. Bu konuda bir tarih vermemiz mümkün değil” dedi.

Akdağ, hastalığın doktorlara neden bulaştığı yönündeki bir soruya ise “Ani müdahaleler sırasında yeterince önlem alınmıyor ama bununla ilgili yeni bir genelge yayınladık” yanıtını verdi.

16 Temmuz 2008 Çarşamba

İŞTE KENE SÖKÜCÜ!

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virütik hastalığı taşıyıcıları olarak özellikle kırsal, orman ve piknik alanlarında barınan keneler ısırmaları sonucu taşıdıkları virüsü insanlara bulaştırarak ölümlere yol açmaktalar.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virütik hastalığı taşıyıcıları olarak özellikle kırsal, orman ve piknik alanlarında barınan keneler ısırmaları sonucu taşıdıkları virüsü insanlara bulaştırarak ölümlere yol açmaktalar. Keneler vücuda yapıştıktan sonra çeşitli yöntemlerle vücuttan alınmakta ancak bu yöntemler esnasında kan vücuda veya keneyi alan kişiye de sıçraya bilmekte böylece virüs bulaşmaktadır.

Tickner (Kene sökücü)

Laboratory Tickner AG adlı firma (2004 yılında kurulmuş PM Consumer AG, Pronovamedical'nın bir yan kuruluşudur) keneleri vücuttan sökmekden önce donduruluyor.Kenenin kanı donduğu için kanın etrafa bulaşma riskini en aza indiriyor.

13 Temmuz 2008 Pazar

Kendinizi ve Köpeğinizi Lyme Hastalığından Korumak İçin Ne Yapmalısınız?

Kendinizi ve Köpeğinizi Lyme Hastalığından Korumak İçin Ne Yapmalısınız?
* İlk olarak en kısa zamanda Veteriner Hekiminize başvurarak köpeğinize Lyme Vax aşısı yaptırmalısınız.
* Köpeğinizi dışarı çıkardığınızda uzun otlu alanlarda gezdirmemelisiniz.
* Her gezdirmeden sonra fırçalayarak olası kene tutunmalarını önleyebilirsiniz. Deriye tutunmuş bir kene varsa mutlaka alkollü bir pamuk yardımıyla bayıltarak almalısınız, daha sonra parçalıyarak öldürmelisiniz.
* Bahçenizi keneye karşı ilaçlamalısınız.Bu konuda Veteriner Hekiminizden yardım alabilirsiniz.

Lyme Hastalığı Nasıl Yayılır ve Nerelerde Bulunur?

Doğadaki birçok canlı bu bakterinin yayılmasında rol oynayabilir. Çoğunlukla karnivorlar ile taşınan keneler yoluyla yayıldığı bilinse de bu geçişlerde kuşlarında keneleri taşıyarak rol oynadığı bilinmektedir. Borrelia Burgdorferi bakterisine kenelerin bulunduğu her ortamda rastlamak mümkündür. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise kenelerin bir canlıdan diğerine geçmesi için temasın şart olmadığıdır. Kan emip doymuş bir kene konakçısını istemeden terk eder, düşer. Bir süre sonra, çevresinde bulduğu ot, çim veya bitkinin en uç noktasına tırmanıp yeni konakçısına tutunmak için bekler. Bu alan sizin bahçeniz de olabilir, piknik yaptığınız yeşillikler de olabilir. Bu nedenle dikkatli olmak ve açık renk giyinmek olası kene kontaminasyonunu erken fark etmenizi sağlayacaktır.

En son yıllarda yapılan çalışmalar göstermektedir ki köpekler Borrelia Burgdorferi bakterisini barındırdığı halde hastalık belirtilerini göstermeyip, sadece taşıyıcı olabilmektedirler. Bu şekilde, kendisi hasta olmazken üzerine gelebilecek kenelere bu bakteriyi bulaştırıp, diğer konakçılara iletmesi olasılığını doğurmaktadırlar.

Keneler evini istila etti!


"Keneler ortaya çıkmadan önce bu bölgeden bir helikopter geçti, çok geçmeden binlerce kene etrafı sardı."
Mersin'de, narenciye üreticisi bir vatandaşın evini keneler istila etti. Evini ilaçlayarak binlerce keneyi öldürmeyi başaran Mahmut Karakoyun, yetkililerin olaya duyarsızlığına tepki gösterdi.

İlginç kene vakası Mersin'in Adanalıoğlu beldesinde yaşandı. Beldede 200 dönümlük narenciye bahçesi bulunan Mahmut Karakoyun'un bahçe içindeki evi ile işçilerin kaldığı evleri bir anda keneler istila etti. Aklına gelen her kurumdan yardım isteyen Karakoyun'un çağrılarına cevap veren olmadı. Karakoyun, kısa süre içinde komşularında da görülen kenelerden kurtulmak için çareyi kendi başına ilaçlama yapmakta buldu. Aradığı resmi kurumlardan bir sonuç çıkmayınca evini ve çevresini kendisi ilaçlayan Karakoyun, yaklaşık 700 YTL tutarındaki zehirli kene ilaçlarını kullanarak, kene istilasıyla mücadele etmeye çalıştı. Kullandığı ilaçlarla kenelerin büyük bölümünü etkisiz hale getirmeyi başardığını söyleyen Karakoyun, ancak hala çevrede canlı kenelerin bulunduğunu belirtti. Başta Tarım İl Müdürlüğü, belediye ve Sağlık Müdürlüğü olmak üzere bir çok kurumu arayarak yardım istediğini söyleyen Karakoyun, ancak hiç bir kurumun olaya duyarlı yaklaşmadığını ileri sürdü.
Kenelerin bir anda ortaya çıktığını kaydeden Karakoyun, "Çok şaırdık. Bir anlam veremiyorum, hepsi de aynı boyda. Keneler ortaya çıkmadan önce, bu bölgeden bir helikopter geçti. Çok geçmeden her tarafta binlerce kene olduğunu fark ettik. Sanki özel serpmişler gibi" dedi.

35 yıldır Almanya'da çalıştığını ve dönüş yaparak tekrar ülkesine yerleştiğini belirten Karakoyun, Türkiye dışında dünyanın hiç bir yerinde kene ısırmasından dolayı ölümlerinin yaşanmadığını savundu. Karakoyun, ayrıca yetkililerin bölgeye gelerek inceleme yapmasını da istedi.

İHA

11 Temmuz 2008 Cuma

Lyme Hastalığı Nedir?


Lyme Hastalığı Nedir?
Borreliosis (Lyme Hastalığı) zoonoz bir hastalıktır. İnsan ve Hayvanlarda görülebilen ve kenelerle bulaştırılan (taşınan) bakteriyel bir hastalıktır. İlk defa 1984 yılında Amerika’da köpeklerde rastlanmıştır. Bu hastalığa Borrelia Burgdorferi bakterisi neden olmaktadır.

Lyme Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Bulaşma keneler vasıtasıyla olur. Enfekte kenenin kan emmek için ısırmasıyla Borrelia Burgdorferi bakterisi konakçı hayvanın veya insanın kanına geçer. Kan yoluyla beyine dahi yerleşebilen bakteri ensafalit tablosu oluşturur. Beyindeki deformasyonlar kalıcı rahatsızlıklara neden olduğu gibi ölümle de sonuçlanabilir. Bazı kayıtlarda inkubasyon döneminin 5 yıl olabileceği belirtilmektedir.

Kırım Kongolu kadın doğurdu


Bebeği tehlikeli bir dönemin içinde... Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne kene ısırığı nedeniyle gelen ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi teşhisiyle tedavi altına alınan 9 aylık hamile anne Cumartesi günü bebeğini dünyaya getirdi. Bebeğin kan değerleri normal, ancak henüz tehlikeli dönemde olduğu belirtildi. Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne yaklaşık 1 hafta önce kene ısırığı nedeniyle Tokat’tan getirilen 22 yaşındaki, 9 aylık hamile annede Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne rastlandı. Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde tedavi altına alınan anne, izole edilmiş odasında cumartesi günü bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Bebeğin kan değerlerinin normal olduğu ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının görülmediği bildirildi.

Kene ısırması durumunda ne yapmalıyız?



Kene ısırması durumunda mümkünse en yakın hastaneye derhal gidilmelidir. Halk arasında kenenin üzerine zeytinyağı dökmek , tütün dökmek gibi rivayetler vardır. Bunların hiçbiri yapılmamalıdır.Hastaneye giderken kenenin sarsılması pek bir sorun olmuşturmaz.Önemli olan kenenin bütün olarak çıkarılmasıdır.Özellikle kafa kısmı koparak vücut içerisinde kalabilir.Bunun yaşanmamasına özen gösterilmelidir.Kene koptuğu zaman ise hastanelerde biyopsi aletiyle kalan parçacık vücuttan çıkarılabilir.

Kenenin Çıkarılması

Kan emen bir keneyi deriden söküp atmak hastalık bulaşma riskini artırdığından oldukça tehlikelidir. Çünkü çıkarılmaya çalışılan kene midesinde bulunan, mikrop ve bakterilerle dolu kanı tekrar geriye boşaltır.Bunun için ilk önce bir sağlık kuruluşuna başvurun eğer yakınınızda herhangi bir sağlık kuruluşu yoksa aşağıdaki yöntemleri deneyin lütfen.

1) Kenenin üzerine kimyasal madde dökmeyin, bunu yaparsanız kene rahatsız olup sizi bırakabilir fakat bu esnada emdiği kanın bir kısmını kusar, midesinden gelen tehlikeli virüs ve mikroplar vucudunuza bulaşır.

2) Ucu ince bir cımbız yardımıyla, kenenin vucudunuza en yakın noktasından(kan emdiği hortum) nazikce ve sağlam bir şekilde kavrayın.

3) Sakın kenenin vucuduna dokunmayın, bu emdiği kanı geri boşaltmasına yol açar

4) Kene çıktıktan sonra ısırılan yeri alkol, yoksa sabun ile temizleyin.

5) Keneyi uygun bir şekilde saklayın. Gerekirse tanımlama için gerekli olabilir. Keneyi öldürmek için ezmeyin, patlamasına neden olabilir.

6) En yakın zamanda bir sağlık kuruluşundan yardım isteyin, kontrol yaptırın.

Şimdi aşağıdaki sağlık bakanlığı posterinde resimli şekilde izleyelim.

KKKA Belirtileri Nelerdir ?

İnsanlarda; hastalık ateş, üşüme-titreme yaygın kas ağrıları, bulantı-kusma, ishal, yüzde kızarıklık, karaciğerde büyüme ve kanama ile kendini gösterir. Ateş, kırıklık, kas ağrısı, iştahsızlık, baş ağrısı, aşırı duyarlılık, sırt ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, mide bölgesinde ağrı, bel bölgesinde ağrı gibi belirtiler ile ani olarak başlamaktadır. Bazen bu bulgulara kusma, karın ağrısı ve ishal ilave olabilmektedir. Gövde ve kol ve bacaklarda cilt içi kanama görülebilir. Burun kanaması ve değişik alanlarda kanama bulguları bulunabilir.

KENE (KKKA) nedir ?


Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), Nairovirüslerin neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden kene kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hala yüksektir.

İnsanlarda klinik ve subklinik olarak seyreden, kenelerin vektörlük yaptığı ve insanlarda sendromlar halinde görülen önemli bir enfeksiyondur. İnsanlarda başlıca ensefalitler, kısa süren ateşli hastalıklar, kanamalı ateşler, poliartrit ile ön plana çıkan sendromlar şeklinde görülür.